Otoimmün hastalıklarda modern tıp neden hastalığı tamamen bitirerek kesin bir tedavi sunamamaktadır bunu bilemiyoruz, bu konuda pek çok söylem olmasına rağmen bazı derin ve uzun süreli etkileşimle oluşan yaşam şekli sebepleri arasında sayılmaktadır. Bu noktada bütüncül bir yaklaşımla adım adım hastalığa dur denilebilmektedir. Genetiğimizi geldiği gibi değiştiremeyiz ancak bazı şeyleri değiştirerek ve çeşitli detoks yöntemleri ile dur diyebiliriz.
ETKENLER ✔️GIDA İNTOLERANSI ✔️GEÇİRGEN BAĞIRSAK SENDROMU ✔️KRONİK STRES ✔️ SİBO ✔️ BAĞIRSAK SORUNLARI ✔️ AĞIR METAL ETKİLERİ ✔️ VİRAL HASTALIKLAR ✔️ İLAÇLAR, AŞILAR, TARIM İLAÇLARI ✔️GDO KAYNAKLI BESİNLER VE ETLER ✔️Genetiği değiştirilmiş tarım ürünleri
PRP ya da trombosit bakımından zengin plazma tedavisi, kişinin kendisinden alınan kanın çeşitli işlemlerden geçirilerek vücutta tedavisi planlanan dokulara enjeksiyonu şeklinde uygulanan tedavi yöntemidir. Saç dökülmesi ve cilt gençleştirme gibi estetik sorunlara yönelik yapılabileceği gibi yaralı tendonların, bağların, kasların ve eklemlerin iyileşmesini hızlandırmak için de kullanır.
PRP nedir?
PRP, İngilizcede ‘Platelet Rich Plasma’ ifadesindeki kelimelerin baş harflerinden oluşan ve kişinin kendi kanından elde edilen maddenin enjeksiyonu ile yapılan tedavi şeklidir. Enjekte edilen madde platelet bakımından zenginleştirilmiş plazmadır. Plazma, kanın pıhtılaşmasına yardımcı olan ve platelet adı verilen özel hücreler veya başka faktör ve proteinler içeren bir kan bileşenidir. Plazma ayrıca hücre büyümesini destekleyen çeşitli proteinler de içerir. Araştırmacılar, plazmayı kandan izole ederek ve konsantre ederek platelet hücreleri bakımından daha zengin bir plazma olan PRP adlı kan bileşenini elde etmiştir.
PRP’nin zarar görmüş dokulara enjekte edilmesi vücutta yeni, sağlıklı hücrelerin büyümesini teşvik eder. PRP’nin hasarlı dokudaki iyileşmeyi desteklediği de düşünülür. Doku büyüme faktörleri, hazırlanan konsantre enjeksiyon maddesinde daha yoğun olduğu için, vücut dokularındaki iyileşme hızlanır.
PRP tedavisi nasıl yapılır?
Tamamlanması yaklaşık 30-40 dakika süren PRP terapisi, hastanın kanının bir tüpte toplanmasıyla başlar. Trombosit bakımından zengin plazma, tam kanın diğer bileşenlerinden santrifüj yöntemi ile ayrılarak kullanılır. Çünkü trombositler, yaralı dokuları onarmak için gerekli olan büyüme faktörleri için doğal bir rezervuar görevi görür. Trombositlerin salgıladığı büyüme faktörleri, kolajen üretimini ve tendon kök hücrelerinde gen ve protein ekspresyonunu artırarak doku iyileşmesini uyarır. Bu büyüme faktörleri ayrıca kan akımını hızlandırır ve kıkırdakların daha sert ve esnek hale gelmesini sağlar.
PRP enjeksiyonları farklı şekillerde yapılabilir. Örneğin saç dökülmesi için kafa derisine enjeksiyon yapılmadan önce gerekli görülürse lokal bir uyuşturucu solüsyonu olan lidokain uygulanır. Bunun için tedavi seansına biraz erken gelinmesi gerekebilir. Genellikle enjeksiyona bağlı ağrıyı azaltmak için PRP ile bir lokal anestezik ilaç karıştırılır. Bazen cerrahi işlemle birlikte PRP enjeksiyonu yapılabilir.
PRP nasıl uygulanır?
PRP enjeksiyonları bu alanda eğitim almış uzman doktorlar tarafından uygulanır. İşlem birbirini takip eden çeşitli basamaklarda gerçekleştirilir. PRP uygulaması sırasında izlenen yol şu şekildedir;
Öncelikle enjekte edilecek PRP’yi hazırlamak için sağlık uzmanı tarafından hastadan bir miktar kan alınır. Alınan kan miktarı PRP’nin nereye enjekte edileceğine bağlıdır. Örneğin, saç dökülmesine yönelik kafa derisine yapılacak enjeksiyon için alınan kan miktarı yaklaşık olarak 20 mililitredir.
Steril şartlarda tüp içine alınan kan örneği bir santrifüj cihazına yerleştirilir. Santrifüj cihazı, çok hızlı bir şekilde dönen ve kan bileşenlerinin ayrışmasını sağlayan bir makinedir. Ayırma işlemi yaklaşık 15 dakika sürer. Bu işlem trombositleri diğer kan bileşenlerinden ayırır.
Daha sonra bileşenlerine ayrılmış plazma etkilenen bölgeye enjeksiyon için hazır hale getirilir. İşlemle konsantre trombosit içeren plazma elde edilir.
Tendon gibi enjeksiyon yapılması planlanan alanları belirlemek için ultrason gibi görüntüleme yöntemleri kullanılır.
Enjeksiyon alanı belirlendikten sonra hazırlanan PRP etkilenen bölgeye enjekte edilir.
Enjeksiyon, normal kandan 5 ila 10 kat daha fazla miktarda trombosit konsantrasyonu içerdiğinden PRP’nin iyileşmeye hızlandırıcı yönde etki ettiği düşünülür. Kanın alınmasından işlemin tamamlanmasına kadar geçen süre genellikle yarım saat gibi bir zaman dilimi kapsar.
PRP neden uygulanır?
PRP iyileşmeyi hızlandırmak ve iltihaplanmayı azaltmak için kullanılır. Saç büyümesini teşvik etme, cilt gençleştirme, yumuşak doku iyileşmesini hızlandırma gibi çeşitli nedenlerden dolayı trombosit bakımından zengin plazma terapisi veya PRP enjeksiyonları kullanılabilir. Trombosit aktivasyonu, vücudun doğal iyileşme sürecinde önemli bir rol oynar ve PRP ile bol miktarda trombosit hedef bölgeye enjekte edilir.
Kişinin kendi kanından elde edilen maddeyle uygulandığından ciddi yan etkilere neden olmaması PRP’nin uygulanabilirliğini artırır. Bununla birlikte yapılan bilimsel araştırmalara göre, henüz yeni bir tedavi yöntemi olması nedeniyle, PRP’nin sağladığı faydalar kesin olarak kanıtlanamamıştır.
PRP kullanım alanları nelerdir?
Bir dizi durum ve rahatsızlığın tedavisinde PRP enjeksiyonları kullanılır. PRP’nin en sık tercih edildiği alanlar arasında şunlar sayılabilir;
Saç dökülmesi: Saç büyümesini teşvik etmek ve saç dökülmesini önlemek için kafa derisine PRP enjeksiyonları yapılabilir. Yapılan araştırmalara göre, PRP enjeksiyonlarının, erkek tipi kellik olarak da bilinen androjenik alopesi tedavisinde etkili olduğu gösterilmiştir. Özellikle erkeklerde görülen genetik kökenli saç dökülmelerinde yüz güldürücü sonuçlar elde edilebilir. PRP, saç mezoterapisi ile kombine edilerek de uygulanabilir.
Tendon yaralanmaları: Kasları kemiğe bağlayan sert, kalın doku bantlarına tendon denir. Genellikle tendonların yaralanma sonrası iyileşmeleri yavaştır. Tenisçi dirseği, ayak bileğinde aşil tendiniti veya dizdeki patellar tendonda ağrı ya da iltihap gibi kronik tendon problemlerini tedavi etmek için PRP enjeksiyonları kullanılabilir.
Ameliyat sonrası onarım: Bazen ameliyattan sonra omuzdaki rotator manşet tendonu gibi yırtık bir tendonu veya ligamentleri onarmak için PRP enjeksiyonları kullanılır.
Osteoartrit (Kireçlenme): PRP osteoartriti olan hastaların diz, kalça gibi eklemlerine enjekte edilir. Yapılan az sayıda çalışmaya göre PRP enjeksiyonlarının osteoartrit tedavisinde hyaluronik asit enjeksiyonlarından daha etkili olduğu saptanmıştır.
Cilt Gençleştirme: Yaşın ilerlemesi ve çevresel faktörlerin etkisiyle ciltte ortaya çıkan yaşlanma belirtileri için PRP enjeksiyonları kullanılabilir. Uygulama ile cilt elastikiyetinde artma, kırışıklıklarda azalma gibi olumlu etkiler gözlemlenebilir. Ciltteki yara izlerinden kurtulmak için de PRP tercih edilebilir.
PRP, çok yeni bir tedavi yöntemi olduğundan etkinliği henüz tam olarak açıklığa kavuşturulamamıştır.
PRP’nin olası yan etkileri nelerdir?
PRP, cilde uygulanan enjeksiyon nedeniyle potansiyel yan etkilere sahiptir. PRP, doğrudan vücuttan alınan maddeleri içerdiği için, alerjik reaksion kortizon veya hyaluronik asit gibi diğer ilaçların enjekte edilmesiyle oluşan alerjik reaksiyon riskine göre daha azdır. Ancak, aşağıdakiler dahil enjeksiyonun kendisinden kaynaklanan çeşitli riskler vardır:
Enfeksiyon
Sinir yaralanmaları
Enjeksiyon bölgesinde ağrı
Kanama
Doku hasarı
Hastaların çoğunluğu işlemden hemen sonra günlük aktivitelere dönebilir.
PRP enjeksiyonları için iyileşme süresi ne kadardır?
Yaralanmanın ardından ilgili bölgeye PRP enjeksiyonu yapıldığında doktor tarafından etkilenen bölgenin dinlendirilmesi önerilebilir. Bununla birlikte, istirahat önerisi daha ziyade yaralanmanın derecesi ile ilgilidir. Çoğu insan yaralanmadan bağımsız olarak PRP enjeksiyonlarını takiben hemen günlük aktivitelerine devam edebilir.
PRP enjeksiyonları yapıldıktan sonra hemen bir fark gözlenmez, çünkü öncelikle büyüme faktörlerinin aktive olarak devreye girmesi gerekir. Bu nedenle, uygulamadan sonraki birkaç hafta veya ay içerisinde yaralanan bölgenin daha hızlı iyileştiği veya kafa derisinde beklenenden daha fazla saç çıktığı fark edilebilir.
PRP tedavisi kaç seansta tamamlanır?
Artrit veya kronik tendinit tedavisi için çoğu hastada 2-3 seanslık PRP tedavisine ihtiyaç duyulur. Akut kas yaralanmalarında sıklıkla 1-2 seans yeterli olur. Yaş ihtiyaç duyulan seans miktarını belirleyen önemli bir faktördür. Çünkü yaşlandıkça vücuttaki kök hücre sayısı azalacağı için tedavi için daha fazla seansa ihtiyaç duyulabilir.
PRP seansları genellikle 2 hafta aralıklarla uygulanır. Kişinin ihtiyacına ve hastalığına göre ortalama 3-8 seans olacak şekilde planlanır. Saç dökülmesi ve cilt gençleştirme için mezoterapi ile kombine edilebilir. Seanslar tamamlandıktan sonra yılda 1-2 kez olmak üzere enjeksiyonlara devam edilebilir.
PROLOTERAPİ ÖNCESİNDE ve SONRASINDA DİKKAT EDİLMESİ GEREKENLER
Özellikle ilk 3 gün, Asla ağrı kesicilerden (apranax, majezik, voltaren, etol, melox vs. gibi) almayınız.
Antienflamatuar etkisi olan bu ağrı kesiciler PROLOTERAPİ nin etkisini ortadan kaldırır. Çok ağrınız olursa size reçete edeceğimiz antienflamatuar etkisi olmayan parasetamol grubu ağrı kesiciler (Parol, minoset vs) alabilirsiniz.
PROLOTERAPİ uygulandıktan sonra tedavi uygulanan bölgeye ilk 3 gün 3 saatte bir 20 dakika sıcak uygulama yapınız. Bu uygulama PROLOTERAPİ den göreceğiniz faydayı artırır (bunu eczanelerden alacağınız sıcak su torbalarıyla yapabilirsiniz. Şeker hastaları ya da duyuları azalan yaşlı hastalar sıcak uygulama sırasında hissetmediklerinden ciltlerinde yanık oluşabilir, buna dikkat ediniz).
Kan Sulandırıcı ilaç kullanıyorsanız, Kalp Doktorunuza danışarak ilacınızı 5 gün süreyle keserek Proloterapi Enjeksiyonu yaptırabilirsiniz.
TEDAVİNİN ETKİSİNİ ARTIRAN DURUMLAR
Size öğretilen egzersizleri mutlaka düzenli yapınız (özellikle germe egzersizleri). Egzersiz yaparken sizde ağrı ve yorgunluk oluşturduğu sınıra kadar yapınız.
PROLOTERAPİ sırasında size reçete edeceğimiz gıda takviyelerini almanız tedavinize olumlu katkı sağlar. Bunlar; Glukozamin kompleksi, Tip 2 Kollajen, C vitamini, Omega 3, Yumurta Kabuğu zarı içerikli takviyeler’ dir. Günde en az 3 litre su içilmelidir.
Basit karbonhidratları hayatınızdan çıkarın ya da azaltın. (şeker, undan yapılan mamüller ekmek, poğaça, simit, kek, börek, tatlılar vs gibi). Özellikle akşam 18.00’den sonra karbonhidrat yemeyiniz.
Mineral, vitamin ve proteinden zengin beslenin. Bol sebze yiyin, sebzeleri özellikle çiğ olarak tüketmeye gayret edin ( domates, biber, maydanoz, dereotu, nane, tere, turp, soğan, sarımsak vs). Her gün bol ev yoğurdu tüketin.
PROLOTERAPİ den sonra ilk 3 gün ağrınız artabilir. Bu vücudunuzun tedaviye yanıt verdiğini gösterir, iyiye işarettir. Bu ağrılar azalarak 10 güne kadar uzayabilir. Unutmayınız ki PROLOTERAPİ direk ağrı kesici bir yöntem değildir, ağrılı bölgedeki hasarı tedavi ederek ağrıların doğal ve kalıcı olarak azalmasını ya da tamamen ortadan kalkmasını sağlayan bir tedavi yöntemidir.
PROLOTERAPİ NEDİR?
Proloterapi; çoğunlukla yüksek yoğunlukta dekstroz solüsyonu enjeksiyonu yoluyla kronik kas-iskelet sistemi ağrılarının (diz, bel, dirsek) tedavisini hedefler. Esası vucüdün kendini yenileme mekanızmasının çalıştırılmasına dayanır.
PROLOTERAPİ HAKKINDA
BİLGİLER
Proloterapi günümüz tıbbi gibi sonucu değil sebebi tedavi ettiği için bel ağrısı, bel fıtığı, çeşitli bölgelerde kireçlenme, boyun ağrısı, boyun fıtığı, sırt ağrısı, migren, kas omurga iskelet sistemi kaynaklı ağrı şikayeti olan hastaların büyük çoğunluğunda etkili bir tedavi sağlar.
Proloterapi kısaca; insan vücudunun tamir sistemini uyararak vücutdaki ağrılı, zayıf ve işlevini kaybetmiş bölgenin tekrar eski haline dönmesini sağlayan ve doğal solüsyon içeren enjeksiyon kullanılarak uygulanan bir tedavi metodudur. Proloterapi tedavisi sürecinde vücudumuzun bağışıklık sisteminin önemli bir yeri vardır.
PROLOTERAPİ NEDİR? Proloterapi zayıflamış, aşınmış, yıpranmış, hasarlanmış, gevşemiş ve gücünü kaybetmiş tendon, bağ ve eklemlere doku yenileyici ve tahriş edici bir dekstroz enjeksiyonu ile bu dokularda yenilenme ve genç hücre çoğalması sağlnarak bu dokuların yenilenmesini ve eski gücüne kavuşmasını sağlar. PROLOTERAPİ HASTAYI AMELİYATDAN KURTARACAK SEÇENEK OLABİLİR Eğer bel ağrınız, bel fıtığınız, boyun ağrınız, kalça-omuz-diz kireçlemeniz, tenisçi dirseğiniz, donuk omuz sendromunuz varsa proloterapi tedavisi için sebebe yönelik ve sizi ameliyat olmaktan kurtaracak bir seçenek olabilir.
PROLOTERAPİ HANGİ HASTALIKLARI TEDAVİ EDER?
Tendinit (Tendon ve ligamentlerde)
İyileşmeyen kronik ağrılar
Eklem kireçlenmeleri, aşınması
Kas ve tendonların tekrarlayan şişmeleri, Ağrısı
Baş ağrıları
Bel ağrıları( fıtık, kireçlenme)
Boyun ağrıları (fıtık, kireçlenme)
Sırt ağrıları (fıtık, kireçlenme)
Topuk dikeni
Ayak bileği, el bileği burkulmaları sonrası geçmeyen ağrılar
Skolyozda yardımcı
Diz ağrıları (kondromalazi, kireçlenme, menisküs)
Tenisçi dirseği
Karpal Tünel Sendromu
Donuk omuz
Kuyruk sokumu ağrısı
NÖRO-PROLOTERAPİ
Nöro-proloterapi nedir?
Nöro-proloterapi; nöropatik kaynaklı ağrıların tedavisi için geliştirilmiş yeni bir rejeneratif tıp yöntemidir. Nöro-proloterapi bir çok kas iskelet sistemi kaynaklı ağrılarda, nöropatik ağrılarda ve farklı ağrı sendromlarının tedavisinde kullanılır. Nöro-proloterapi subkutan (ciltaltı) proloterapi olarakta adlandırılır. Nöro-proloterapide nispeten düşük konsantrasyonlu dextroz solüsyonu derinin hemen altına zedelenmiş sinir dokularının ve diğer yumuşak dokuların rejenerasyonu ile tedavisi için uygulanır.
Nöro-proloterapi nasıl etki eder?
Sebebi ne olursa olsun doku hasarı oluştuğu zaman, ortama proinlamatuar maddeler (bradikin, prostaglandin gibi) salınır, bu maddeler sinirler üzerinde bulunan kapsaizin reseptörlerini aktifleştirir. Sinirlerdeki bu kanallar açıldığı zaman sinirler enflamasyona sebep olan maddeler (P maddesi, kalsitonin geniyle ilişkili peptit) salgılar. Sonuç olarak yumuşak doku şişliğine sebep olan, kan damarlarından sızmalar olur, dokunun ağrı eşiği düşer ve ağrı ortaya çıkar. Nöro-proloterapi kapsaizin reseptörlerini inhibe ederek bu zinciri kırar ve sinir fonksiyonlarını restore eder.
Nöro-proloterapinin geleneksel proloterapiden farkı nedir?
Nör-prolotarapi le geleneksel proloterapi arasında bazı farklar ve benzerlikler vardır. Her ikisinde de amaç; doku iyileşmesi, ağrının giderilmesi ve eklem fonksiyonlarının restore edilmesidir. Ancak kullanılan dextroz çözeltisinin yoğunluğu ve enjeksiyon teknikleri farklıdır,
Nöro-proloterapide enjeksiyon sıvısı olarak ne kullanılır?
Nöroproloterapi solüsyonu %5 lik dextrozdur.
Nöro-proloterapi ağrılı bir tedavi midir?
Nöro-proloterapi genellikle çok iyi tolere edilir. Çok az ağrı hissedilir.
Bir nöro- proloterapi uygulamasında sonra neler hissedilir?
Çoğu hasta ilk enjeksiyondan sonra ağrılarında azalma hisseder. Başlangıçtaki analjezik etki birkaç saat ya da bir gün kadar sürebilir. Doku iyileşmesi arttıkça hastalık ağrıları azalır. Genelde her uygulama seansında ağrılarda %20 lik bir azalma olur. Bu nokta ödemlidir. Hasta yüzde 20 iyileşme bildirmezse tedaviye devam edilmesi tavsiye edilmez.
Toplam
tedavi süresi ne kadardır?
Her hasta ve hastalığa göre farklılıklar göstermekle birlikte, 5-8 seanslık tedavi süresi genellikle yeterlidir. Seans aralıkları genelde 2-4 haftadır.
Nöro-proloterapi hangi hastalıkların tedavisinde kullanılır?
Migren ve baş ağrıları
Boyun ve bel ağrıları
Kas ağrıları
Siyatik ağrısı
Eklem ağrıları
Osteoartirit
Genital bölge ağrıları
Aşil tendiniti
Karpal tünel sendromu
Tenisçi dirseği
Post-herpetik nevralji
Çene kemiği ağrılarıi
Fibromyalji (Homeopati desteği ile)
Ameliyatlardan umudunu kesmiş hastalarda
Bel Fıtığının tedavisinde Sülük ve koyun yününün özel bir şekilde kullanımıda önemli derecede fayda sağlar.
Yüz Okuma /Yüzden Teshiş Nedir, Vücut Dilimiz Neler Anlatıyor? Schussler Tuzları nedir, Schussler Tuzları nedir, Ne işe yarar?
Yüzünüzdeki İşaretler Ne Anlatıyor ?
YÜZÜNÜZDEKİ GENETİK İŞARETLER /Vücudumuzdaki Dikkat Çekici Belirtiler Neler, Bize Neler Anlatıyor.
Yüz Okuma Schussler Tuzları ve Homeopati ile ilişkilidir.
Dr.Schussler tarafından keşfedildiği için Schussler Tuzları olarak adlandırılır.. Biokimyasal fonksiyon aracıdır, kaya tuzu sofra tuzu ile karıştırılmamalıdır. 1-12 arası ile numarlandırılanlar ilkbulunan ve en önemli tuzlardır. Türkiye de 12 adet Schussler tuzu varken yurt dışında (özellikle Almanya İngiltere Avusturya, Amerika, Hollanda İtalya, Fransa …..) son dönemlerde keşfedilen tuzlarla beraber toplam 33 Schussler tuzu piyasada bulunur.
Bu biyokimyasal mineral tuzu bitkilerin, hayvanların ve insanların hücrelerinde farklı konsantrasyonlarla bulunur ve hücrelerin oluşumu, işleyişi ve zehirlerinin dışarı atılması için hayati öneme sahiptir.
Hücrelerin mineral alışverişi dengesi bozulursa mineral tuzları almakla tekrar düzeltilebilen çeşitli hastalıklar için zemin oluşur. Tuzların içinde yardımcı madde olarak sadece buğday veya patates nişastası yada Laktoz kulanılır. (glutensiz beslenenler de düşünülmüş). Türkiye’de halen 2 marka bulunmakla beraber, her marka laktoz içerir (minerallerin hücre içi emilimi için ). Laktoz intöleransı olanlar için ise laktozsuz damla şeklinde olanı temin edilebilir ve kullanılır(Türkiye de yok ☹️).
Schussler tuzlarının karakteristik etkilerinin etkileri: en doğru kullanım Yüz Teşhisi yapılarak olur.
No 1. Calcıum Fluoratum (kalsiyum florür) kas lif yumuşak doku ve damarların esnekliğini korur, ayrıca diş minesini sertleştirir saç el ve ayak tırnağı oluşumundan sorumludur. No 2. Calcıum Phosohoricum(kalsiyum fosfat) protein sentezi için gereklilidir .Kan oluşumu, her türlü yeni h. oluşumu ,kemik gelişimi,antikor ve lesitin oluşumunu sağlar Ayrıca parasempatik sinir sistemini güçlendirir. No 3. Ferrum Phophoricum:(demir fosfat) hemoglobin yapıcıdır, bu da vücudun oksijenle beslenmesi açısından özel öneme sahiptir Özellikle nonspesifik bağışıklık sistemini destekler Her türlü akut iltihabi süreci engelleyici etki eder ve enfeksiyonları önleyici rol oynar. No 4. Kalium Chloratum(potasyum klorür)Zehirlerin lenf ve bez sistemi yoluyla ve karaciğer ve böbrekler üzerinden dışarı atılmasını düzenler.Aynı zamanda spesifik bağışıklık sistemini de düzenleyici işleve sahiptir. No5 Kalıum Phosphoricum(potasyum fosfat)lesitin oluşturduğundan sinir sistemi için önemli bir mineral tuzudur Ayrıca sempatik sinir sistemini düzenler bu da organizmayı harekete geçiren uyarıcı etki eder. No:6 Kalıum Sulfuricum (potasyum Sülfat) üst deri hücreleri oluşturur, hücre metabolizmasını düzenler ve karaciğer ,pankreas, barsak ve böbreklerin faaliyetini teşvik eder.Oksijenin kandan hücrelere taşınmasında önemli rol oynar. N8: 7 Magnesium Phosphoricum (magnezyum fosfat) kalp kan dolaşımı ,solunum salgı sistemi, sindirim organları ve metabolizma , özellikle de karaciğer ve böbrekler üzerinde ,faaliyet artırıcı etkiye sahiptir. No: 8 Natrium Chloratum(sodyum klorür) mukoza kıkırdak doku ve eklem kayganlaştırıcı sıvı üretimine etki eder. Su ve özsu dengesini düzenler ve asit baz dengesini düzenleyici önemli bir maddedir Ayrıca metal bazlı zehirlerin atılması görevini üstlenir. No: 9 Natrium Phosphoricum (sodyum fosfat) yağ metabolizmasını düzenler üre asidi laktik ast ve karbondioksit fazlasını giderir.
No:10 Natrium Sulfurucum (sodyum sülfat) vücüt suyu dengesini ve şeker metabolizmasını hareketlendirir, safra sıvısı üretimini düzenler. No: 11 Silicea bağ dokunun temel yapısını oluşturur sinirlerin iletkenliğini düzenler kavitelerdeki kan birikimlerini ve sıvıları ortadan kaldırır romatizmal tortular cerehat kıymıklar gibi doku içerisindeki yabancı maddeleri eritir. No:12 eklem tuzudur . İltihap abse de kullanılır.
Dr Schüssler minerallerinden bahsettik .Şimdi de Yüz okuma nedir biraz ondan bahsedelim
Hücre yenilenmesini sağlamaya yönelik metotlardan mineral tuz terapisi günümüzde Bütüncül Tıp alanında yükselişe geçen Naturopatik Tıp metodudur. Özellikle Avrupa’nın birçok ülkesinde uygulanır.
İleride karşılaşabileceğimiz hastalıkların habercisidir, yüzümüzdeki değişiklikler …göz altı morluğu, şakaklarda çöküklük,bazı bölgelerdeki lekeler, yan yana ben ve benimsi lekeler, yanaklarda kırmızılık, dudak kenarında beyazlık, göz çukurundaki değişiklikler, göz altı turuncu yağ bezeleri hepsi birşeylerin habercisi biteliğinde olup çok önemlidir.
Dr.Schüssler Doku Tuzları ve Yüz okuma yöntemi ,eğitimi alan doktorlar tarafından hastayı bütüncül bakış içerisinde değerlendirerek ihtiyaç görülen doku tuzları önerilir.
Hangi Mineralin Kullanılacağı Yüz Haritanıza Göre Belirlenir!!!
Dr. Schüssler tuzları hücrenin işletim fonksiyonlarının düzenlenmesi açısından ihtiyaç duyduğu minerallerin karşılanması ile vücutta meydana gelen deformasyonların önüne geçerek iyileştirilmesini mümkün kılmaktadır. En az 6 aylık tedavi gerektirmekle birlikte, çok hızlı iyileşmelerde sıklıkla görülebilmektedir.
Öncelikle yapılacak yüz okuma ile vücudunuzun hangi minerale ihtiyaç duyduğunun belirlenmesi gerekir. Bunun sebebi zaman içerisinde eksilen maddelerin yüz üzerinde çeşitli algoritmalar ile belirti vermesidir. Ayrıca bu eksiklikler ileride karşılaşabileceğiniz hastalıkların ön habercileri olduğundan yüzden teşhis olarak da adlandırılmaktadır.
Dünya Sağlık Örgütü hareketli bir yaşamı önermektedir. Bunun en baştaki sebepleri lenf sisteminin harekete geçirilmesi olup lenf sistemini harekete geçirmeyenlerde LENF DRENAJI WHO tarafından önerilmiştir. Hareketli bir yaşamda spor, sık tempolu yürüyüşler gibi çeşitli aktiviteler yer alır. Bizler sigara ve hareketsiz bir yaşam neticesinde lenf sistemimizi sirküle edemediğimizden damarlarımız ile taşınan zararları maddelerin atımını ve kan damar sağlığımızı göz ardı etmiş oluruz.
Bu sebeplerle sigara alkol kullanımı ve hareketsiz bir yaşamı olan bireylerin lenf sistemlerini PRESSOTERAPİ dediğimiz Lenf Drenajı yöntemleri ile harekete geçirerek Kalp, damar ve kan sağlıklarını ve an ile beslenen tüm organlarını koruma altına almalarını öneririz.
LENF DRENAJI ve BU GÜZEL ÖDEM ATMA YÖNTEMİNİ KULLANDIĞIMIZ HASTALIKLAR
Tecrübelerimiz ile edindiğimiz hastalıklar beliritlmiştir.
Vücutta oluşan ödemlerde,
Selülitleri gidermede,
Zayıflama tedavilerinde – destekleyici olarak ve düzeltici
Hamilelik sonrası oluşan kilo, varis ve kan dolaşımının hızlandırılması gerekliliklerinde
Vücutta biriken toksinlerin atılmasında,
Sigara, alkol alımı ile gelişen Kalp, Kan, Akciğer gibi kan dolaşımına bağlı gelişen hastalıklarda faydalıdır.
LENF DRENAJ ÖDEM TEDAVİSİ HER KİŞİYE UYGULANIR MI?
Lenf Drenaj Ödem Tedavisi,
Yüksek tansiyon hastalarında(kişinin isteğine göre dikkatli yapılabilir, klinik uygulamalarımızda kısa süreli sabırla kısa zaman aralıkları ile yavaş yavaş artırılarak çok güzel sonuçlar elde edilebilmektedir)
Hamilelerde kullanılması sakıncalı olabilir dikkatli olmak gerekir.
LENF DRENAJ HER BÖLGEYE UYGULANABİLİR Mİ?
Lenf drenaj uygulaması gereği zaten tüm vücudu saran bir tedavi şeklidir. Bu yüzden vücudun tamamına uygulanır.
LENF DRENAJ SEANS SAYISI
Lenf Drenaj ödem tedavisi, Lenf sisteminin tamamen sirküle edilmesini sağlayacak seans sayısınca tedavi türüne ve kişiden kişiye farklılıklar gösterir. Tedaviyi destekleyici olarak yapıldığında seans sayısı asıl tedavi türüne göre belirlenmektedir.
Selülit tedavilerinde ortalama 10 – 15 seanstan sonra sonuç alınması mümkündür.
LENF DRENAJ SEANS SÜRESİ VE SEANS ARALIKLARI
Lenf Drenaj seansları yaklaşık 15- 20 – 25 dk. Sürmektedir. Kişinin hastalık ve sağlığına sigara-alkol kullanımına göre 2 – 3 gün aralıklarla uygulama yapılmaktadır.
SIK SORULAN SORULAR
Lenf drenajın vücuda bir zararı olur mu?
WHO’nun önerdiği bir uygulamadır. Şu ana kadar zararı olduğuna dair her hangi bir klinik çalışmaya rastlanılmamıştır. Doktor kontrolünde yapılması önerilir
Lenf drenaj Ağrı veya Acı Verir mi?
Hayır vermez, sekresyon artırır, Kan dolaşımınız artar rahat nefes almaya başlarsınız
Topuk Dikeni’ne Neden Olan Faktörler; Topuk Dikeni neden olur?
Uzun süre ayakta durmak Ani ve hızlı olarak birden koşup-zıplamak(tekrarlayan bir şekilde) Topuklu ayakkabı uzun süre kullanmak Yanlış ayakkabı kullanımı(çok dar ve ayak parmaklarını sıkan ayakkabılar) Fazla kilolu ve obez olmak Düz tabanlık ve ayak kavsinin çok yüksek olması Çok uzun yürüyüşler yapmak Aşil tendonunda gerginlik oluşması Yaşlanmaya bağlı olarak ayak tabanındaki fibröz bandın esnekliğini kaybetmesi gibi nedenleri sıralayabiliriz.
Çok şiddetli olmayan ağrılarda ağrı kesiciler, fizik tedavi,egzersiz ve germe hareketleri faydalı olmaktadır. Ancak bu tedaviler daha şiddetli olan ağrılarda çok etkili olmamaktadırlar. Topuk bölgesine yapılan steroid enjeksiyonu ise, kısa süreli olarak ağrıyı giderse de zamanla ağrı tekrar oluşmakta ve STEROİDE bağlı olarak plantar fasia bağlarında zayıflık oluşacağı için durum bir süre sonra daha da KÖTÜLEŞMEKTEDİR.
Peki topuk dikeni tedavisinde tam anlamıyla çözüm olacak bir tedavi yöntemi mevcut mudur?
TOPUK DİKENİNDE TAMAMLAYICI TEDAVİLER; Topuk Dikeni Neden Olur ?
Topuk Dikenine Neler iyi Gelir
PROLOTERAPI; Topuk dikeni tedavisinde öncelikli olarak Proloterapi yöntemini uygulamaktayız. Topuk dikeni rahatsızlığının ana nedeni plantar fasyada oluşan gerginlik ve hasar olduğu için plantar fasyanın tamir edilmesi ve eski durumuna getirilmesi kalıcı bir sonuç verecektir. Proloterapi ile plantar fasyanın yapışma yerleri olan topuk bölgesine,ayak parmaklarının bulunduğu bölgeye ve plantar fasyanın gövdesine uygulanan PRP-CGF veya dextroz enjeksiyonlarıyla oluşan kontrollü inflamasyon(enjektör yardımıyla) sonucunda bu bölgede kanlanma artmakta, fibroblast ve makrofaj gibi kollajen sentezleyen hücreler bu bölgeye sevk edilerek buradaki hasarlanmış bağların tamiri mümkün olmaktadır. Plantar fasya eski gücüne ve esnekliğine kavuştuğunda ise ağrı da kendiliğinden kaybolmaktadır. Yani proloterapi ile sadece ağrıyı değil ağrıya neden olan durumu tedavi ettiğimiz için kalıcı bir tedavi de sağlamış oluyoruz.
DİĞER TEDAVİLERLE DESTEK Yine Topuk Dikeni ağrısında çeşitli uçucu yağların ağrı kesici özelliğinden yararlandığımız Aromaterapi yöntemi de yardımcı olmaktadır. Bir başka tedavi yöntemimiz ise Homeopati (benzeri benzerle tedavi etme sanatı olarak adlandırılır) … Tek başına da tedavide etkili olan Homeopati de ayrıntılı olarak hasta sorgulanarak kişiye özel tedavi oluşturulur. Tedavilere yardımcı olarak sorunun ana nedenlerinden biri olan Postür bozukluğunu düzeltmek amacıyla ,Dr Marignan ın keşfi Neurostab tabanlığı da uyguladığımız tedavi yöntemlerindendir.
Topuk dikeninde Proloterapi uygulaması yanında bu rahatsızlığın konforlu bir şekilde atlatılması için Topuk dikeni için özel üretilmiş terlik kullanımını öneririz.
Akupunktur, Çin’de 5 bin yıldan fazla geçmişi olan, vücutta belirlenmiş 600’den fazla akupunktur noktalasına özel, tek kullanımlık, steril paslanmaz çelik iğne batırılarak ve kimi zaman bir vidanın dönme hareketi gibi oynatılması ile uygulanan bilimsel olarak kanıtlanmış bir tedavi yöntemidir. Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tarafından endikasyon alanları belirlenerek Birleşik Devletler ve Avrupa başta olmak üzere Dünya da yaygın olarak kullanılan bir yöntemdir.
Ülkemizde akupunktur özellikle zayıflama ve sigara bağımlılığından kurtulma yöntemi olarak bilinse de aslında tüm dünyada yaygın olarak bedendeki enerjinin iğneler yardımıyla dengelenmesiyle bir çok hastalık tedavi edilebilmektedir. Özellikle bazı Avrupa ülkelerinde Homeopati, Akupunktur gibi bazı yöntemler sıklıkla kullanılmaktadır.
Akupunktur yardımıyla bedenin kendi iyileştirici gücüyle ilaçsız bir sağlık kazanımı mümkündür.
Akupunktur tedavileri arasında;
Baş Ağrıları – Migren, Boyun ve Bel Ağrıları, Tüp Bebek Tedavileri, Adet Sancıları, Uzun Süren Kabızlık İltihaplı Bağırsak Hastalığı: Uzun süren ishal, Kas ve Vücut Ağrıları, Ruhsal Çöküntü Obeziteden kurtulma ve Zayıflama, Bağımlılık tedavisi (sigara – alkol) Migren Ağrıları ve Migrenin Tedavisi Fibromiyalji
Bir akupunktur seansı (klasik iğnelerle) en az 15 dakika sürer.
Akupunktur İğnesi Acı Veren Bir Uygulama Değildir !
Endişe edilecek bir acı, sızı veren bir uygulama olmayıp tam aksine rahatlatarak gevşetecek bir uygulamadır. İğneleri hissedilmeyecek incelikte ve sterildir.
Akupunktur hangi
tür hastalıklarda kullanılır?
Akupunktur özellikle
ağrılı durumlar olmak üzere bir çok hastalığın tedavisinde kullanılmaktadır.
Eklem ağrıları, kas ağrıları, migren ve hatta menstriasyon ağrılarında
etkilidir. Ayrıca mide ve barsak şikayetleri, yüz felci, bulantı ve sinüzitte
bile akupunktur tedavisine başvurulabilir.
Akupunktur bana
yardımcı olabilir mi?
Akupunktur tedavisi
yaptıranların dörtte üçünün (%75) şikayetleri tamamen geçmekte ya da büyük
ölçüde azalmaktadır. Bununla birlikte, hastaların dörtte birinin tedaviden
yarar görmeme ihtimali vardır. Ama en az 6-8 seanstan sonra bırakmaya karar
verilmelidir.
Akupunktur Seanslarında Neler Yapılacak?
Doktorunuz, sizi muayene ederek, sorular sorarak ya da gerekirse bazı tetkikler sonucunda teşhisinizi koyacaktır. Ardından tedavi şekil ve süresini sizinle tartışarak planlayacaktır. Eğer akupunktur tedavisine karar verirseniz tedaviye geçilir. Genellikle ağrının bulunduğu bölgedeki akupunktur noktalarına, gerekirse de kol ve bacaktaki akupunktur noktalarına iğneler batırılır.
Uygun görülürse kulak akupunkturu, kupa tedavisi, elektro-akupunktur tedavisi, lazer veya moksa tedavisi eklenebilir.
Moxa
Moxa (Moksibüsyon)
Moksibüsyon, vücudun belirli noktalarına kurutulmuş pelinotu(Artemisia;pek çok viral enfeksiyona-COVİD, H1N1 dahil- ve parazitlere karşı etkin kullanılan Fitoterapödik, Homeopatik ilaç elde edilen bitki) yakılarak ısının hissedilmesi ve yakılan otun inhale edilmesi ile etkinlik bulan geleneksel bir Çin tıbbı terapisidir. Çin ve Japonya da geleneksel tıbbi uygulamalarında önemli bir rol oynar.
Akupunktur -Kupa Kombine
Bazı durumlarda Kupa ile beraber uygulanan Akupunktur beraber uygulanabilmektedir.
Akupunktur Kupa Kombine Uygulaması
Kaç Seans Uygulanır ?
Kişinin verdiği cevaba göre 15-16 seans kadar.
Akupunktur
tedavisi sırasında vücutta organik bir değişiklik olur mu?
Evet; akupunktur iğnesi
batırıldığı zaman, iğnenin yakınındaki bölgelerde, sinirler boyunca ya da
beyinde değişik kimyasal maddeler salgılanmaktadır. İlaç tedavilerinde
kullanılan vücudun kendi çarkı, ilaçların aksine her hangi bir yan etkiye neden
olmadan, kullanılmakta ve tedavi sanal bir ortamda değil fizyolojik ve
biyokimyasal düzeyde sağlanmaktadır. Akupunktur tedavisi sırasında; mide asit
salgısında veya kan şekeri düzeyinde değişiklik oluşturulabilmekte ya da morfin
benzeri endorfin gibi vucüdun kendi koruma sisteminde olan ağrı kesici maddeler
salgılanmaktadır. Bunlar organik olaylardır.
Akupunktur Uygulama Alanları
Dünya Sağlık Örgütünün Kabul Ettiği Akupunkturuygulama alanları içerisinde en yaygın olarak kullanılan alanlar arasında;
Baş Ağrıları – Migren, Boyun ve Bel Ağrıları, Tüp Bebek Tedavileri, Adet Sancıları, Uzun Süren Kabızlık İltihaplı Bağırsak Hastalığı: Uzun süren ishal, Zayıflama, Sigara Bırakma Kas ve Vücut Ağrıları, Ruhsal Çöküntü – Depresyon gibi sık görülen hastalıkların yanında yüzlerce daha farklı hastalıklar için akupunktur tedavisi sayılmaktadır. Kliniğimizde Bu hastalıklar farklı Tamamlayıcı Tedavi Yöntemleri ile desteklenerek başarı sağlanır. Bunlar kişiye ve hastalığına özel olarak tespit edilmektedir.
Dünya Sağlık Örgütünce Kabul Gören Akupunktur Tedavileri
Kas-iskelet Sistemi: Disk Herniyasyonu (Bel ve Boyu Fıtığı) Siyatalji (Siyatik) Topuk Dikeni Servikal Artoz (Boyun Kireçlenmesi) Gonartroz (Diz Kireçlenmesi) Koksa Artroz (Kalça Eklemi kireçlenmesi)(*) Omuz eklemi kireçlenmesi(*) Kondromalazi Patella Myofasyal Ağrı Sendromları Tenisçi Dirseği Karpal Tünel Sendromu Çene Eklemi Ağrıları Romatoid Artrit (Palyatif idame Tedavisi) De Quervain Hastalığı Kuyruk Sokumu Ağrısı Psikojen Ağrılar Tortikollis Fonksiyonel skolyoz
Mide-Bağırsak Sistemi Hastalıkları, Akut ve Kronik Farenjit Diş Çekimi Sonrası Ağrı Gingivit (Diş Eti iltihabı) Çeşitli bölgelerde aft Akut ve Kronik Gastrit Akut ve Kronik Ülser (Palyatif idame Tedavisi) Mide Hiperasiditesi Kontipasyon (Kabızlık) İshal Hıçkırık Kolit Ülseratif kolit Safra Akımı Bozuklukları Karaciğer Yağlanması Bulantı, kusma
Akne Ürtiker ve Allerjik Dermatid Zona ve Sekeli Egzema Psöriazis (Sedef Hastalığı) Sedef Saç Dökülmesi
Nörolojik Hastalıklar
Baş Ağrıları ve Migren Periferik Nöropati İnterkostal Nevralji Fasial Paralizi
Akupunktur
ile Nasıl Kilo Verilir?
ilk görüşme;
1-Doğu tıbbının farklı muayene usulleri ile kapsamlı bir muayene olunur. Burada isteğe bağlı olarak Homeopatik Muayne ve Yüz Okuma Teknikleri ile tüm sağlığınız ve sizi bekleyen hastalıklara bir keşif yapılabilir.
2-Aşırı Kilonuzun sebebi olan problemin nedenleri tespit edilir.
3- 10 seanslık
Akupunktur uygulamasına başlanır.
4-Tüm vücudunuz ve Kulakta bulunan belli noktalara çok ince iğneler batırarak tüm vücut sistemlerinizi uyarılır. Kalıcı iğneler ile uzun bir kalıcılık sağlanabilir.
5-Kilo almanıza sebep olan düzensizlikler için vücudunuz tüm enerji kanalarını açarak savaşmaya başlar.
6- Siz bu durumu terleyecek kadar sporla destekleyerek vücudunuzu yalnız bırakmazsınız. Bu durum nefes alışınızı değiştirerek mitokondrilerinizi ve çalıştıracaktır. Tüm hücreleriniz hızla yenilenmeye başlayacaktır. Tam bir iyilik halini oluşturmanın yoluna çıkmış olursunuz.
Dengeli bir diyet ve egzersiz programı sizi bekliyor. Hepsini beraber planlıyoruz.
7-Bu programı uygularken Akupunktur, tahmininizden daha çok yardımcınız olacak. Ancak akupunkturun tek başına bir çözüm olmadığını bilmek gerekir.
Etkin sonuç için
adım adım zaman yayılmış programlanmış bir spor beslenmenin düzenlenmesi
akupunktur ve mezoterapi uygulamaları beraber kesin sonucu getirecektir.
8- Belirli aşamalarında olmazsa olmaz detoks uygulamaları hekiminizin kontrolü ile yapılmalıdır. Detoks işleminde GAPS, Fitoterapi, Aromaterapi, Homeopati, Visseral Terapi, Ozon Tedavisi ile kombine uygulamalar yapılabilir.
Akupunktur ile Zayıflama
1- İştah ve acıkmayı azaltır, tokluk duygusunu artırır. Dil ve ağızda bir değişik rahatlık hisseder yeme isteğiniz azalır 2-Midede irritasyon, ekşime ve yanmayı önler, mide barsak sistemini rahatlatır. 3- Halsizlik ve bitkinliği önler, enerjik olmaya katkısı vardır. 4-Stresi azaltır, Gevşemeyi sağlar. 5-Metabolizmayı düzenleyici, hızlandırıcı rolü vardır. Bunların hepsi bir araya gelince kilolu bir bireyi enerji kanalarını uyararak kilo vermeye hazırlar. Buna göre haftada bir yapılan
AKUPUNKTUR Seansı ile fazla kilolar azalır başlar. İdeal kiloya indikten sonra kişiler koruma tedavisi’ne alınır. 3 haftada bir kez manyetik bilye mıknatıslı toplu iğne başı büyüklüğünde aktif kömür, bitkisel tohumlarla(karanfil), daha özel materyalleri kulak akupunkturunda kalıcı kulak iğnelerine alternatif olarak hekim tarafından tercih edilebilmektedir.
Zayıflamada akupunktur tek başına tüm isteneni sağlamayabilir, çeşitli yöntemlerle de destekleyerek sağlıklı bir yaşam için kapıları aralamak gerekir.
Nöral terapi ya da nöral tedavi tanımlaması iyileşme için bedenin network ağına, uyarıcı ve düzenleyici etki edilmesi anlamında kullanılmaktadır. Akupunktur uygulamasındaki gibi otonom sinir sisteminin harekete geçirilmesinin enerji kanallarının açılmasının bir başka yolu olarak kabul edilebilir. Farklı olarak özel bir lokal anestezikle intradermal olarak belirli noktalara (hastalığımıza ve geleneksel tıpda kullanılan kişiye özel tespit edilen noktalar) uygulanması ile tedavinin sağlanması esası olarak söylenebilir.
Ağrı Tedavisi
Migren
Fibromiyalji (yumuşak doku romatizması)
Gerilim tip baş ağrısı
Küme baş ağrısı
Trigeminal nevralji
Bel-boyun-sırt ağrısı ve fıtıkları,
omurga kireçlenmeleri
Tüm nevraljilerde ( zona ağrısı,
nöropatik ağrı, sinir travmaları)
Uygulama Yapılan Nörolojik Hastalıklar
Tüm baş ağrıları
Baş dönmesi (vertigo), kulak çınlaması (tinnitus), meniere hastalığı
Yüz felci (periferik fasiyal paralizi)
Karpal tünel sendromu (el bileği sinir sıkışması), ulnar oluk sendromu
Diğer nörolojik hastalıklarda da kullanılabilir.
Tiroit hastalıkları
Tonsillit gibi sık tekrarlayan enfeksiyonlar
Fibromiyalji ve diğer romatizmal hastalıklar
Ülkemizde Nöralterapi Tamamlayıcı Tıp Kapsamında değerlendirmemekte olup, bir kaç tane Nöralterapi Derneği vardır.